Birleşik Krallık’ta trafik soldan işler. Bu nedenle araçların direksiyonu sağdadır. Prizleri üç uçlu olan ülkede, ölçü ve ağırlıkta farklı değerler kullanılır, hatta televizyon dalga boyutları bile farklıdır.. AB, kurucu üyesi olan Birleşik Kralık’a “Gel bizim standartlara uy!” diyemez. Bu biraz da diş geçirememektendir…
Birleşik Krallık bu farklı standartlarıyla ekonomisini koruyor… Örneğin Belçika’da otomobiller su gibi ucuz ama farklı direksiyon olduğu için gidip alamıyorsunuz. Birleşik Krallık ise toplu ihraatında ürünlerinde direksiyonu ya da prizleri alıcı ülkeye göre değiştiriyor… Böylece AB ve Dünya Ticaret Örgütü’nde attığınız imzalara göre vatandaşınıza “Yerli malı kullan!” diyemezsiniz ama bu yöntemle yerli sanayicinizi de korumuş oluyorsunuz…
***
Cumartesi akşamları çoğu işçi ve küçük esnaf Akşehirli hemşehrilerimle “rakı gecesi”nde biraraya geliyoruz. Komik anıların anlatıldığı (Akşehir deyimiyle) bir yarenler gecesi… Haftanın yorgunluğu ve stresini atmaya yardımcı oluyor hani… Geçen hafta arkadaşlarımın anlattığı Türkiye’de geçen ters direksiyon anıları beni oldukca güldürdü… Sizinle paylaşmak isterim…
Alkollü içkiden ehliyetini Londra’da kaptıran bir arkadaşım Akşehir’de araba sürerken, polis durdurur ve yan koltuktaki eşinden ehliyetini ister. Eşi de kendi ehliyetini verir. Bizimkisi sürücü koltuğunda istifini bozmaz. Polis kontrolünü bitirdikten sonra teşekkür edip, iyi yolculuklar diler… Bizimkisi yoluna devam eder…
Bir başka arkadaşım da araba sürerken polis durdurur. Polis yine ters tarafta ve yolcu koltuğundaki eşinden ehliyetini sorar… Eşi de kocasına döner ve ehliyetini uzatmasını ister… Polis kızar, “Ben senin ehliyetini istiyorum kadın!” der… Kadın sakin bir şekilde, “Benim yok ki” der… Polis ses tonunu yükseltir “Kocanın ehliyetini kullanamazsın! Ehliyetsiz araba sürülmeyeceğini bilmiyor musun?” Kadın “Biliyoruuuum” der. Polis “O halde niye sürüyorsun be kardeşim!” diye bağırır… Kadın yine sakin bir şekilde “Valla ben sürmüyorum ki” der… Polis de “Ya dalga mı geçiyorsun” deyip koltuğundaki ceza makbuzuna sarılır… Kadın “Yok valla” der ve devam eder “Niye dalga geçeyim ki. Bak bir direksiyonum bile yok!”
Yine bir gün polis alkol kontrolundadır… Birleşik Krallık plakalı arabayı durdurur. Yolcu koltuğundakine alkol ölçme aletini uzatıp, “Üfle kardeşim der…” Bizimkisi de sürücüyü gösterir, “O üfleyecek” der… Polis kafasını sallar, “Vay çakal vay… Olur mu lan öyle şey!” Sonunda olmaz denilen olur ve aleti diğeri üfler…
Bir başka arkadaşım da sıcak bir yaz günü, 3 günlük yolculuk sonrasında ailecek Akşehir’e ulaşır… Eşi sürücü koltuğunda, kendisi de yolcu koltuğunu arkaya yaslamış, ayaklarını da cama doğru uzatmış mayışmış bir haldedir… Polis durdurur, “Oha!” der ve devam eder, “Bu nasıl araba sürmek ya!”
***
Dünyanın ilk sanayi devrimini yapan ve son yıllarda krizle boğuşan Birleşik Krallık için “ters direksiyon”, ekonominin düze çıkması için bir kazanç. Kapitalizm, “kara günde” tırpanladığı sosyal hakları ise “en büyük kazanç” sayıyor…