Gençlik ve bayramı…

Heyecan büyük…
Gençlik, kanın damarlara, aklın başa pek sığmadığı bir demdir. Uysal değildir; başeğmez zalimlerin efelenmelerine, zulme, şeriatçi faşizme,…hatta haram saraylarda zehirli yılan bile kesilir.
Gerçi “gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse” diye kalıba sokmak isteyenler de az değildir o gücü. Aynı zamanda, gençlerle yaşlıların belli bir oranda bağdaşmalarının gereğini öngörüyorlar da ondan belki. Fakat her at bir çubukla kovulmaz. Memleketten memlekete değişebilir en azından.
Örneğin emekle sermaye arasındaki uzlaşmaz çelişkinin sona erdirildiği toplumlarda, geçerli de olabilir. Sosyalist ülkelerde olmuştur da. Ama emperyalizmin cirit attığı ülkelerde, ı-ıh…Gençlerin yurtsever atılganlıkları olmazsa yaşlıların kuru bilgisi devede kulak bile değildir…
Kaldı ki,Türkye’de görev tek de değil, ikidir; ikilidir:
Biri, bayram; öbürü. yeniden işgal altına girmiş ülkemizi kurtarma yönündeki uyanış…
BAYRAM’dır çünkü; Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’daki Samsun’a çıkışının ve yurdu işgalden kurtarıp Türkiye Cumhuriyetini kurma yürüyüşünün coşkusunu gençliğe ARMAĞAN etmiştir ve gençlik bu coşkuyu “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlamaktadır, kutlayacaktır da ondan….
Ve de, BAYRAM’dır çünkü; Atatürk’ün gençliğe EMANET ettiği “İstiklal ve Cumhuriyeti” – özellikle1950’lerden bu yana aynı emperyalist ve işbirlikçi düşmanlarımız yeniden fakat değişik yöntemlerle elimizden almağa başladıkları için – onlara karşı gençliğimizin UYANIŞ; ÖRGÜTLENME ve SAVAŞIMA giriş azminin doğuşudur; kutlanmaktadır, kutlanacaktır da ondan..
Hep ve her zaman…
Yani gençlik, Dimitrof’tan Ho Chi Minh’e, Lenin’den Che Guevara’ya, Deniz Gezmiş’ten Mahir Çayan’a kadar bir yurtseverlik rumuzudur, ki Atatürk’ün Bursa Nutku ile Gençliğe Hitabe’sinde çimlenir.
Ve de bayramlarla bayraklaşır.
Ve elbet böylesi bayramları Amerikancı iktidarlar sevmez, sevemez, sevmeyecektir de.
Örneğin ABD emperyalizminin Büyük OrtadoğuProjesi eş başkanı Tayyip Bey! “Cumhuriyet”i sevmediği için “29 Ekim bayramı”nı çöpe atmağa kalkmıştır O; ve 19 Mayıs 1919’daki Mustafa kemal Paşamızın Samsun’a çıkışını duymak bile istemediği için, “19 mayıs Gençlik ve Spor bayramı”nı şimdilik Ankara’da bir stadyuma hapsetmeğe yönelmiştir; 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı ise, belki de çok sıcak güne rastladığı gerekçesiyle, bir başka yaz gününe erteleyecek… Ve de, hele bir 4+4+4 yürürlüğe girsin, Kurtuluş Savaşımızın da cenaze namazının kılınmasına sıra gelecektir!
Çünkü ulusal olan her şeyin bileti kesiliyor.
Ki, Amerikancı ŞERİAT REJİMİ tümüyle yerleştirilebilsin!
Ancaaaak…Şu da var ki, yurtsever cumhuriyetçilerin, antiemperyalislerin, antifaşistlerin, antişeriatçıların ve de Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının eli pancar doğramıyor. Ve işçiler, köylüler, öğretmenler, hakiki aydınlar, sosyalistler, sosyal demokratlar, memurlar, işçi ve memur örgütleri, emekçi halk yığınları, iktidar karşıtı bütün siyasal partiler ve bütün güçler henüz ölmediler. Henüz insanlarımız sağdırlar, yaşıyorlar.
Ve de fitili tutuşturacak olan gençlerimiz…
Baksanıza, Londra’da bile bir sevgi telaşıdır gidiyor. İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği, Derneğin Yönetim Kurulu, yönetim kurulunun başkanı, yardımcısı, sekreteri, yönetim kurulunun üyeleri, aktif üyeler, düz üyeler, yurtsever camia, ekmeğini gurbette kazanan ya da, Londralarda dolanan hemen herkes, l9 Mayıs 2012’ye daha günler varken ayakta…. Ve bayram yeri için yerlerini ayırtanlar, davetiyelerini alanlar, almak için yola çıkanlar, kulak verenler, telefonlara sarılanlar, internetlere hücum edenler, insanlar, insanlar…
Çünkü 19 Mayıs 1919 tarihi için, Kurtuluş Savaşı’na ön gelen günleri anmak için, savaşımı kutlamak için, ateşini yeniden yakmak için ve külleri “Mazlum Milletler”e savurmak için…
GENÇLİK VE BAYRAMI ile…

Abdullah Nihat Yılmaz
15 Nisan, 2012, Londra.

759480cookie-checkGençlik ve bayramı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.