HOLLANDA… Diz Çökmeden Özgürlük

Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı ve daha niceleri. Her biri birbirinden değerli Türk gazeteci, yazar ve düşünür. Ve her biri gerçekliğe ışık tutup özgürce yazdığı için öldürülen fikir savunucuları Türkiye’nin.

Yıllar sonra, Dünya’nın en işlek şehirlerinden biri olan Amsterdam’da takvimler 6 Temmuz 2021’i gösterdiğinde inandığı değerler uğruna mücadele eden Hollandalı gazeteci Peter R. de Vries silahlı saldırı sonucu ağır yaralanmıştı. Bir hafta boyunca yoğun bakımda kalan de Vries 15 Temmuz günü hayatını kaybetti.

Peter R. de Vries

1956 yılında doğan Hollandalı Peter R. de Vries, araştırmacı gazeteci ve program yapımcısı. Hollanda’nın tanınmış yargı ve güvenlik muhabiri de olan de Vries 2005 yılında Amerikalı bir genç kadının Karayipler’de kaybolmasını araştırıp cinayeti çözmüştür.2008 yılında ise bu çalışmasıyla güncel olaylar kategorisinde uluslararası Emmy Ödülü’nü kazanmıştır.

Aynı zamanda birçok yüksek profilli suçu ele alan de Vries, bira milyoneriFreddy Heineken’in 1983’te kaçırıldığı dava hakkındaki muhabirliğini anlatan bir kitap yazmıştır. Ve bu daha sonra Anthony Hopkins’in başrolünde olduğu “Bay Heineken’i Kaçırmak” adlı filme dönüştürülmüştür.

Heineken’i kaçıran ve Hollanda’nın en ünlü gangsteri olan Holleeder, de Vries’i tehdit etmekten dolayı suçlu bulunup 2019 yılında da beş farklı cinayete karışması sebebiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. İşi nedeniylegelen tehditler doğrultusunda de Vries zaman zaman polis korumasına ihtiyaç duymuştur.Öyle ki 2019 yılında Hollanda’nın en çok aranan suçlusunun ölüm listesine girmiştir.

Kariyeri boyunca birçok rafa kaldırılmış davaya da ışık tutan gazeteci, son yıllarda Hollanda’nın en büyük suç davalarından biri olan Marengo duruşmasında Kraliyet tanıklığına yardım ediyordu. Güvenlik nedeniyle birçok avukat davayı bıraksa da yakın zamanda aldığı bir kararla de Vries hiçbir koruma istemeden davaya devam etmiş. Bu karar meslektaşları tarafından sorgulansa da bir röportajında bu konu hakkında sağımda ve solumda polis olması beni önden vuramayacakları anlamına gelmez şeklinde bir açıklamada bulunmuştu.

6 Temmuz günü katıldığı bir televizyon programının çıkışında arabasına doğru yürürken başına önden beş el ateş edilmesi sonucu hastaneye kaldırılmıştı. 64 yaşındaki ünlü gazeteci bir hafta süren mücadelenin ardından hayatını kaybetti.

De Vries’in ölümü üzerine Hollanda Başbakanı Mark Rutte bir basın toplantısında bu olaya cesur bir gazeteciye ve bu nedenle de toplumumuz ve demokrasimiz için büyük önem taşıyan özgür gazeteciliğe yönelik bir saldırı şeklinde değinmiştir.

Dünyanın neresinde olursa olsun doğruyu söyleyen özgür ruhlu insanlar susturulmaya çalıştırılıyor. Halbuki, bir ifadenin susturulması gelecek kuşaklardan da bir şeylerin çalınması anlamına gelirken sırf kendi gerçekliğine uymuyor diye susturmak niye…

Basın özgürlüğünün olmadığı toplumlarda insanlar dünyadan, eleştirilerden, farklılıklardan kopuktur. Yani düşünce dünyası ile dar bir alana hapsedilmiş demektir.

Eğer bir ülkede aydınlar, hakikati her şeye rağmen haykıracak kişiler yoksa veya sindirilmişse toplum gerçekleri göremez. Medyanın susturulduğu, baskılandığı ve çekindiği ülkelerde toplum yön duygusunu kaybeder, pusulasız kalır.

Her şeyin özgür olduğunu düşündüğümüz bir ülkede ister devlet ister mafya tarafında susturulmaya çalışan gazeteciler olduğunu görmek beni umutsuzluğa düşerse de, tüm bunlara rağmen kendi fikirlerinin savunucusu olan gazetecileri görmek ve onların izinden gitmek bana ışık tutuyor.

Bu yazımı Peter R. de Vries’in yaşamı boyunca peşinden gittiği bir sözle bitirmek istiyorum: “Diz çökerek özgür olmak mümkün değildir.”

 

 

2535820cookie-checkHOLLANDA… Diz Çökmeden Özgürlük

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.