Sonunda ben de şeytana uydum ve Groupon Şehir Fırsatı’ndan bir restoran hizmeti aldım.
Almaz olaydım.
Fırsatlardan özellikle hizmet satın almak ürün satın almaktan daha risklidir. Ürün satın aldığınız da en fazla ürününüz bozuk ya da geç gelebilir ama, hizmet satın aldığınızda karşılaşacağınız aksilikler daha fazla olabilir. Çünkü biz millet olarak parası önceden ödenmişse hizmette kusura çok açığızdır. Bizim küçük işletmecilerin birinci kuralı neredeyse bu kusur üzerine kuruludur.
Oysa biraz vizyonu olan bir işletmeci bu işin devamının da geleceğini düşürür ve hizmetini layıkıyla verir.
Bizde vizyonu geniş insanlar zaten büyük işler yaptıkları için, küçük hesaplar peşinde koşmazlar. Küçük hesaplar peşinde koşanlar genellikle günü kurtarmayı amaçlayan, gelecekleri bugünden belli olmayan işletmelerdir.
İşte ben burada yanılgıya düştüm; Suadiye Reşat’ı büyük bir işletme sandım. Büyük işletme olan Kadıköy’ün son 50 yıllık geçmişinde çok önemli yeri olan Suadiye Kulüp Reşat Turistik Tesisleri’ymiş. 15 yıl aradan sonra aynı sokakta bu kez modern cafe-bistro konsepti ile yeniden açılan Suadiye Reşat’ın eski Reşat’la en azından hizmet anlamında hiç alakası yokmuş.
Durumu kısaca anlatayım.
Arkadaşlarla güzel bir pazar kahvaltısı yapmak için Groupon Şehir Fırsatı’ndan Suadiye Reşat’ta haftasonları kullanmak üzere yedi kişilik kahvaltı satın aldım.
Bize vaat edilen zahterli çökelek peynirinden muammaraya zengin bir Antakya Kahvaltısıydı. Antakya mutfağı hem Akdeniz, hem Arap mutfağını içinde barındırır. Zengin ve güzel bir mutfaktır. Bu yüzden kahvaltısının da değişik ve zengin olacağını düşündüm. Belki değişik ve zengin bir kahvaltısı vardır ama, biz görmedik. Çünkü Reşat’tan karnımız doymadan kalktık. Karnımızın doyması önemli değil ama, en azından gözümüz doysaydı iyi olurdu. Böylece dışarı çıkar çıkmaz en yakın kafeye koşturup, gerekli gereksiz kalori alımı yaşamamış olacaktık.
Bize vaat edilen kahvaltı menüsündeki Antakya sünme peyniri, çörek otlu Antakya dil peyniri, Antakya yerli peyniri, zahterli çökelek peyniri, kırma yeşil zeytinli halhali piyazı, zahter salatası, vakıflı balı, ayva marmeladı, turunç marmeladı, tereyağ, attun, yeşil zeytin, muammara yani cevizli biber, gumus, biberli kaytaz böreği, katıklı ekmek ve susamlı pideden; biz sadece peynir, zeytin ve reçel kısmını yedik. Biberli kaytaz böreği, gumus, muhammara ve katıklı ekmeği görmedik. Kısaca küçücük bir masanın üzerine sıkış tıkış yerleştirieln kahvaltılıklar arasında ne gözümüzü ne karnımızı doyuracak hiçbir şey yoktu.
Çalışan elemanlar yetersiz olduğu için hizmet de yoktu. 6 yaşına kadar çocukların ücretsiz olduğu belirtilmişti. Bu bilgi bizim algımızda çocuklar için bir oyun alanının olduğu şeklinde canlandığı için, çocuklarımızı da yanımıza alma gafletinde bulunduk. Masamızda biri 2 yaşında, diğeri 5 yaşında iki çocuk vardı. Çocuklar analarının babalarını kucağında oturmak zorunda kaldılar. Çocuklar için değil herhangi bir alan, sandalye bile ayarlanmamıştı.
Açıkçası bu durum yılların Reşat’ına hiç yakışmadı.
Restoran işi öyle kolay bir iş değildir. Neden bu kadar çok restoran açılıyor sonra da kapanıyor diye düşünmek gerekir?
Eğer bir retoran yıllara direniyor ve ayakta kalıyorsa, bunun mutlaka bir nedeni vardır. Ya yemekleri çok lezzetlidir, ya fiyatları iyidir, ya porsiyonları doyurucudur ya da hizmeti mükemmeldir.
Hiç biri değilse, o zaman müşteri size niye gelsin?
Peki firsat sitelerinin bu durumda hiç mi kabahati yok? Olmaz olur mu? Burada en büyük problem fırsat sitelerinin indirim için anlaştığı firmalarla müşteri memnuniyeti üzerine ciddi bir anlaşma yapamaması. Ürün ve hizmetin zamanında ve sitede belirtildiği şekilde verilmesini sağlayamadıkları müddetçe ömürlerinin uzun olacağını düşünmüyorum.
Sizi bilmem ama, ben bundan sonra fırsat sitelerinden özellikle restoran hizmeti satın almayı düşünmüyorum. Eğer alırsam da yanıma fırsattaki haklarımı gösteren sayfanın çıktısının almayı ihmal etmeyeceğim.
