Uzaylılar ve Arz kenetlenmesi!

Evrende sadece kötü uzaylıların olabileceğini varsaymak bilim adamlığıyla bağdaşmaz, bilimin kıyas bilgisi şartına sığmaz… Bu çapta bir bilim adamı da, durup dururken böyle bir söylem üretmez, vardır bir bildiği… Kontra bir amaç kast ediyor olması muhtemel.

Tema şu; “ Dış tehditlerden ürkersek, olası dış bir tehdide karşı tüm planet olarak kenetlenebiliriz…” Başka hiçbir şekilde durdurulamayacak olan savaşların ve düşmanlıkların besleyici türevleri olan kin, hınç, rövanş, adaletsizlik, yeraltı kaynaklarına hücum, emperyalist gücü koruma, sömürü gibi etkenler, ancak uzaylıların hükümran ve işgalci hüviyette bir dış tehdit oluşturmaları halinde dizginlenebilir şuursuzluklar… Sözün kısası, “ bir işgal gerekirse, onu da biz yaparız” sillesi yukarıdan inerse bir tarafı kalkmışlara, bütün dominant ülkelerin süngüsü düşer alimallah…

İngiliz bilim adamı iyi niyetle, bir kenetlenme ortamı aşılamak istiyor gezegene… Direk “ savaşmayın, kenetlenin…“ dese kimse takmaz. Dünya’ca saygınlığı olan bir adam, tek sözle, hem uzaylıların varlığını teyid ediyor, hem de sakının diyerek tüm Dünya’ya kelimenin tam anlamıyla global bir birliktelik etkisi enjekte ediyor derinlemesine, ki bu adama “ Dabbetül Arz “ sıfatı yakıştırılıyor… İlginç… Kitaplardaki tariflere de uyuyor… Taşları oturtun yerine artık, gerisini de biz söylemeyelim di mi?

O zaman tek hareket… Uzaylılar yakında görünecekler ve Dünya birleşecek… Saldırmaları gerekmez, kitlelere fiziksel olarak görünmeleri yeter… Bakın siz o zaman iyiliklere, sevgiye, hortlamasına kardeşliğin… Metrekareye düşen mistik, metapsişik, kozmik insan oranı bir anda tavan yapar vallahi… Şaşar beşerin %50+’ı uzaylılara yanaşır, oralara göçmek isteyenler, kayıt yaptıranlar, Alien abilere yılışanlar, aslında kendisinin ne kadar da evrenle entegre bir varlık olduğunu CV’leyenler… Al sana ayıklanma, arınma, boyut değişikliği mesnetleri, al sana kıyam! Evcilleşir elbet bu ortamda yam yam!

New York’un, Kahire’nin, Tokyo’nun, İstanbul’un, Kudüs’ün, Londra’nın üstünde 2’şerli kolda, 2 tur atmaları, sağa yanaşıp dörtlüleri yakmaları yeter… Bir de selektör çekseler, lazer bombası kıvamında, tırsmaz mıyız? Ne yapacağız? Elimiz kolumuz bağlı. Söker mi buraya kadar gelme teknolojisine sahip varlıklara kafa tutmak? Başkomutan her kimse Dünya’da, şu komutu verir herhalde… “ haydi şimdi bütün eller havaya!”

Çarşafa dolaşmış olan bu seyyarenin önce kördüğümlerinin çözülmesi ve sonra ilmik ilmik yeniden dokunması gerekiyor ışık ağlarıyla… Gerçi ışık kavramı da ucuzlatıldı, ışık yuvaları kuruldukça loşlarca… O zaman mat olmak, parlak olmaktan daha değerli… Tevazu örnek alınmalı ve eğitmeli muhterisi artık. Nasıl? Dünyalı neyin ışık, neyin loşluk olduğuna doğru kanaat getirmedi ki, ülkelerin başındaki kalitesizlikten belli değil mi? Bu da devre kapanmadan önceki son kaos zahir.

Size, “ bir lokma, bir hırka” dediler, siz kış uykusundan uyanmış aç boz ayılar gibi, tıka basa, işkembe fesatı geçirecek kadar yediniz içtiniz, marka üstüne marka giydiniz. Bebek kahvelerinin önüne yanaşmak için Ferrariler kiraladınız ego tatmini amaçlı, ama bir UFO’nuz bile yok ne haber?

Danışıklı YGS sınavına benzemez bu. Hangi yanlışın hangi doğruları nereye götüreceği bilinmez. Öte alemlerde ucuza rezervasyonlar yapıp, ön koltukta, cam kenarı yer ayırtanlar hüsrana uğrayabilirler. Zengin sandıklarınız, götüremeyebilirler sandıklarını öte alemlere…

Onun bunu bombalamasının, öbürünün berikinin gırtlağını kesmesinin, ülkeler kadar bireylerin de sürekli dalaş halinde olmalarının ürettiği ve yaydığı eksi enerji, kainatın köküne deterjan dökmekte… Şuur sıyırmış vaziyette, ilke felç, erdem komada… Eh! gelmeleri için doğru zaman… Yoksa yanlışlıkla birbirimizi vuracak sınırlardayız!!!

Spritüalistlerin ve dahi mutasavvıfların “ Birleşik İnsanlık Realitesi “ diye sunduğu paralelde, Dünyevi siyasi gidişatın “ tek Dünya devleti” olgusunu hazırladığı ve 2012 beklentilerinin Maya’landığı bu ortamda, önce ucuzlatılmış değerler yerlerine geri dönsünler ki, tüm sosyal dengesizliklerin anası olan, görgüsüzlüklerin, hırsın, hasetliğin, ekonomik güç güdüsünün, mevki elde etme dürtüsünün, insani ve Dünyevi kötü gen üretgeci olan “ ihtiras “ öğesi dizginlensin… İhtiras tükettirdi… dünyayı tükettik… devre bitti… Yeniden kursak, ders almış olarak mı kurarız? Bu kafayla ı-ıh! O zaman kafalar değişecek… Nasıl? Eh onu da siz anlayın artık.

Ne kadar basit kalıyor değil mi? Uzaylı bir varlığın son model kabriyole bir UFO ile Dünya’ya gelmesiyle, ihtiras kavramı ne kadar basite indirgeniyor değil mi? Al özel uçağını sok kafana… Madde tabana çarpıyor, baba ülkelerin başında olan gıcık yöneticilerin havaları nasıl da iniyor aşağıya değil mi? Kendini Dünya’nın hakimi sanan Siyah Şef’i düşünün, belki bir uzaylı gücün tek telepatik fiskesiyle yapışacak Beyaz Saray’ın döşemesine… Sarkozy denen adamı sarkıtıverecekler Versailles’in balkonundan aşağı… Seni at uşağı, seni saman yavşağı…

Yoksa tam tersi mi? Acaba güçlü olanlar, durumdan vazife çıkarıp, gezegenin daha kolay yönetilmesi ve gerektiğinde, tek yönetim altında kenetlenmesi için, olası arıza yaratabilecek takoz öğeleri bunun için mi tek tek ayıkladılar? İlkel diktatörlükler bunun için mi kaldırıldı ayak altından? Peki geride kalan postmodern diktatörlükler ne iş o zaman? Görevli mi onlar bu operasyonda? Eğer onlar görevliyse ve uzaylılarla işbirlikçi iseler, nerde kaldı Dünya’nın arınması operasyonu? Hani kalite olacaktık? Kafam karmakarışık oldu şimdi…Hani insan ister istemez bekliyor, uzaylılar gelince dünyevi olgular, emperyal güdüler, mevki, makam, koltuk dürtüleri de kalmasın gari… Herkes kendisinin iktidarı olsun.

Dünya’nın yuvarlak olduğunu anca 400 yıl sonra, 1992’de resmen kabul eden Vatikan’a yeni kan gerekecek bu durumda. Kaldı ki, Vatikan yetkilileri yakında, “ haydi uzaylılara hazırlanın!” programı başlatacaklarmış beşeriyete, tatbikat mahiyetinde. Düşünebiliyor musunuz? Bu bağnazların beşeriyetten anladığı kendi Katolikleridir kesin… Yine negatif ayrımcılık, yine dinlerin insanlığı bölmesi… yine haçlı seferleri zihniyeti. Yine mi aynı aktörler? Eh nerde kaldı Dünya’nın düzelmesi? Hani ayıklanma? Hani doğru dönecekti bu yuvarlak?

“ Bu biraz saftrik bir yorum, böyle yoruma okurum diyebilirsiniz ama, NASA’nın elindeki “uzaylı dosyaları” mutlaka Dünya liderleriyle paylaşılmaktadır diye düşünüyorum, ki BM nezdinde bazı tedbirler alınmakta haldır haldır. Tecelliye bakar mısınız? Birleşmiş Milletler gerçekten birleşmek durumunda kalacak… En ironik sonuç da bu olur herhalde… Hep güçlüden yana olan BM, daha güçlü ortaya çıkınca birleştirici bir organa dönüşüveriyor… Dünya’nın kapatılması için bu bile tek başına bir cezai hüküm dayanağı… Uzat öpsünler o yanağı…

Bir gece ansızın geliverecekler, cebinize sms gelecek, mailinize msg, “ dışarı bakın göğe doğru…” diyerek… TV’nizden Alienler, “Dünya’ya el konulmuştur eyy Dünyalı “ diye görüntülü demeçler verecekler… Hazır olun, sakince kalkın, panik yapmadan bekleyin olacakları, keyfini çıkarın çıkarabilirseniz… Belki de daha hayırlı olacak… Evet evet, şimdikinden daha kötü bir gezegen olamayacağına göre, mutlaka hayırlı olacaktır. Kenetlenmemize yarasa yeter… Ya gidersiniz, ya kalırsınız, ikisinde de başka boyuta geçip, bir üst sınava devam… Evren alabildiğine geniş, mekan çok, yol uzun, seçim sizin, ister oturun, ister açılın derinliklere… Ama karar onların… Kenetlenilecek, kenetlen…

758440cookie-checkUzaylılar ve Arz kenetlenmesi!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.