Yutan eleman

Korkardım mevzili uzun sevdalardan,

dost düşman akrabaydı…

Nasıl da çocuktum bilmem ki aklımı başımdan neler aldı…

Korktum yakınlaşmalardan, ruhuma kilit taktım,

‘hayır’ demeyi öğrendikçe, vazgeçmelerin tembelliğine daldaım.

Yalanlar çıktı karşıma, önce masumdu, beyaz ve küçük….

Büyüdükçe ağırdan ağır oldu yükü…

Bir boşver çöktü gecelerime kaygısız mı kaygısız

ve bir kaya gibi sertleşti yüreğime akan kırmızı sıvı…

Benim ölmelerim işte burada başladı.

Yürek dediğin mıh kuyusu…

Dağılır istediğin yerden istediğin parçası…

Yeri gelir ilaçtır ellerin, yeri gelir gönül yarası.

Hadi madem kolay çek vur beni…

Tohum sürmüş ben yokken fikrime biri.

O tohum ki ben büyüdükçe serpildi,

Öğrendim bir etin ete değmesi aşk değildi…

Yaşlanmamıza sebeptir bu ıssız kalabalıklar,

mert başına bırakmıyor insanı küçük hesaplaşmalar.

Ayyuka çıkıyor sırlar, kısa vadeli artık adaklar,

bedenler yaklaştıkça uzaklaşıyor duygular …

Kendi halinde yaşayıp gitmelerin tadına varamıyor insanlar.

Filinta gibi bir beyin ama dipsiz ama derin mi derin.

Biz bunun için mi büyümeyi bekledik,

başım demeyi bildik de saçım demeyi beceremedik?

Hadi çek vur beni tek kurşunla yatır yere.

Hadi çiz yüreğimi bıçak senin elinde.

Hadi be buymuş verip vereceğim filiz,

kim dayanır böylesi sessizliğe?

Susmak ve susmak için midir tüm kelimeler?

29 harfin 29’u bir araya gelse,

hangisi anlatır içinin kifayetsizliğini?

Bir bakış, bir akıllara ziyan ses değil midir ömrün tesellisi…

Sustum… Susmayı başarabildim…

Otuz iki dişim bir gece de çürüdü…

Artık susmayı değil, konuşmayı da başarabilirdim.

Hadi kurşunla… hadi bıçakla…

hadi dişinle, etinle böl beni…

hadi üz beni… yalan söyle…

hadi durma öldür beni…

Senden önce hayat bende çoktan demlenmişti…

[email protected]

1604470cookie-checkYutan eleman

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.