Özer Hatay gezisini anlattı

Saygı değer okuyucularım, size bu ay ki yazımda, en son gerçekleştirdiğim Hatay gezisinden bahsedeceğim.

Hatay’da Akdeniz Ülkeleri Mutfak Günleri’ne katıldım. İlk defa hayatımda tam Türk yemeği yedim. Sveyka Lokantası’nda memleketin kendi insanları hem kendilerine yapıyorlar, hem de müşterilerine aynı yemekleri servis ediyorlar.

Yabancı hiç bir kültürün yemeği yoktu masamızda. Yemekleri çok lezzetliydi. Bu lokanta yurt dışına açılsa alnımız ak olur. Hiç utandırmaz bizi. Herkes harika Türk yemekleri yapmışlar diye övündüler.

Masamızda Fransız kültürüne, İtalyan kültürüne ait hiçbir yemek yoktu. Aşçılar da müşteriler de o bölgenin insanlarıydı. Burası tam bir Türk lokantasıydı, yemeği ve servisiyle. Zaten bu kadar güzel bir servisi Fransızların yapmasına imkan yoktu. Servisi Fransızlaştırınca kötü oluyor, Türkleştirince özümüzde devam ettirdiğimiz için çok güzel oluyor.

Bu organizasyonda emeği geçen, Tokatlı hemşerim Adnan Şahin Almanya’ya Türk yemeği yapan güzel bir lokanta açmış. Anadolu ve Tokat yemeğini karıştırmış ve çok başarılı. Kendisi Almanya’da ki bu başarılı lokantasıyla tanınmalı.

Bu progam boyunca Akdeniz yemekleri yedik. Sizlere ömür İspanyol aşçımız o gece program bittikten sonra kalp krizinden vefat etti. Ve bütün yemekleri İspanyol aşçımızı anarak geçirdik. Ben de hemşerim Deniz Hanım’dan helva yapmasını rica ettim. Sayın valimize çok teşekkürediyorum. Çok ilgilendi ve cenazeyi hemen göndertti ailesiyle birlikte. Kendisi lekesiz bir insan ve soyadı da “Lekesiz”miş. Celalettin Lekesiz Bey Londra’ya da çok gelmiş gitmiş. Benim burada neler yaptığımı da biliyor. “Kendi başına bir orduya bedel” diye beni tanıttı. Yanımdan da hiç ayrılmadı. Beni bu kadar seven mutlaka vardır da şimdiye kadar karşılaşmamıştım. İlk defa bu kadar seveniyle karsılaştım hem de devlet otoritesi olduğu halde. Kendisi aynı zaman çok iyibir organizatör herşeyin en iyisini yapan ve titiz birisi. Namı ve şanı da öyle.

Sizlere kaldığım otelden de bahsedeyim. Savon Otel’e gider gitmez sahibi Metin Bey’le karşılaştım. Kendisi ve ailesine de ayrıca teşekkür ediyorum. Çok güzel insanlarmış.

Yemek yazarlarımız Ahmet Örs, Vedat Milor ve şüphesiz isimlerini bilmediğim yeni yazarlarımız da oradaydı. Kendileriyle çok zevkli sohbetler ettik.

Bu gezide Allah’ın neden farklı mezhepler yarattığını anladım.

Eski Hatay Meclisi’nde karışık mezheplerden oluşan koroyu dinledim.Allah onları bizi birleştirsin diye yaratmış. Onlar söyledi ben mutluluktan ağladım. Her ırk oradaydı onlar iyilik melekleriydi. Her ırkın şarkısı ayrı ayrı söylendi ve dinlendi. Mükemmeldi ve profesyonelceydi. Allah insanları kendi barışımızı kendimiz sağlayalım diye yaratmış. Hatay bana çok şey öğretti…

Daha sonra Adana’ya ve Mersin’e gittim. İlk Erasmus talebemi gelin etmeyi Allah bana nasip etti. Koray Hocam ile birlikte gelin tarafı olarak katıldık. Alaçatı’da tanıştığım aile, Mert, Funda ve Gül beni çok güzel, deniz kenarında bir lokantaya götürdü düğünden önceki gece blık yedik. Onları kendilerine usul yemek stilleri var. Çok özel ve lezzetliydi. Eve giderken şırdan yiyorsun, daha bir sürü değişik özel yiyecekleri var.

Gül Hanım sağolsun bir ağacın köpüğünden yapılan tatlıyı bulmuş getirmiş. Çok leziz. Bu iki fabrikatör aileyede çok teşekkür ediyorum. Adana da kaldığım otel de, “fatura ödendi” dediler. Mert kardeşime de ayrıca teşekkür ediyorum bunun için.

Havalimanına giderken Gökhan Gündoğdu buldu beni. Orada çokgüzel sohbet ettik.

Çok sevdiğim Enver Hoca nın yanına gidemedim. Enver hocam beni affet…

Bu yazımda ismi geçen herkesi Londra’ya bekliyorum. İsmini aklıma getiremediğim ahbaplarım var insallah beni affederler…

Yürekten sevgi ve saygılarımla…

769320cookie-checkÖzer Hatay gezisini anlattı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.