Özge’ye vefa doruktaydı

Tamam dedim yazımın başlığını buldum: Bubble of Happiness… Ama kalabalık da aklımı çelmeye başlamadı değil! İçersi dolmuş, dışarısı dolmuş Galerinin…üstelik öyle sıradan bir kalabalık da değil.

Dahası, Özge’yi kaybedişlerinin derin hüznü içlerini kavursa da, yüzleri, konuşma biçimleri, hoş geldin, nasılsın deyişleri, ellerindeki kağıt tabaklardan birşeyler yeyişleri, şarap kadehlerini tutuşları, tabloları kendi iç dünyalarıyla okuyuşları…bir başka! Ve duvar duvar geziniyor, fotoğraf tablolarını, çekildiği yılları, ülkeleri, albenili figürleri izliyorlardı da ayrıca…Ve anıları buluşuyordu Özge’de: Özge’nin dünya turları, Özge’nin bu ikinci kişisel fotoğraf sergisi, Özge’nin fotoğraf arşivi, Özge’nin dolaştığı ülkeler, Özge’nin bitirdiği fakülteler, Özge’nin gittiği kurslar, Özge’nin yaşam sevinci, Özge’nin yardım severliği, Özge’nin kanseri önleme kampanyaları, Özge’nin Avusturya’da gitmeye başladığı üçüncü fakülte, Özge’nin açtığı yoga salonu, Özge’nin gazetelere yansıyan haberlenin kupürleri, Özge’nin kupürlerdeki genç kız fotoğrafları, Özge’nin RenkArt’ta verdiği yoga kursu, Özge’nin Clissold Spor Merkezi’ndeki işletme müdürlüğü, Özge’nin gazetelere verdiği röportajlar…Özge, Özge, Özge…

Başım döndü!

Ama işte Özge buydu! Say say bitmez kalıtlarında cisimleşmiş bir güzellikti o.

Ve YAŞIYOR!

Bense Özge ile hiç yüz yüze konuşmamıştım, ama biliyordum onu. Dünyamızdan; kaçıncısı olduğunu bilmediğim Hindistan turundayken aniden, bir baş dönmesi sonucu düşüşü ve ayılamayışını kim bilmez, kim duymamıştır, kimin yüreği yanmamıştır…Ve cenaze gününü, kalabalığı, gözyaşlarını ve naaşının Fethiye’ye yollanışını ve de bütün gözlerin bu Ölü Deniz yöresine çevrilip zumlanışını? Ve, ve, ve…

Petit Coin’e Özge’nin bu anı sergisini izlemeğe gitmiştim. Vefakar dostları: karikatürist Ufuk Uyanık, RenkArt eski başkanı Sevil Kotan ve müzisyen Hüseyin Kaplan düzenlemişlerdi bu fotoğraf sergisini. Geliriyle de, anısına, Clissold Park’ta “Özge Karabıyık” adının yazıldığı bir bank yerleştireceklerdi…

Özge’nin çektiği çerçeveli fotoğraflar hemen hemen dünyanın her yerinden tanıklıkları resmediyor…Hindistandan, Nepalden… Yeni Zelanda, Türkiye, İngiltere, Kanada, vs… Ve büyük çoğunluğu alev alev yanan bir doğa. Ama tabloları rahat rahat değerlendirmenin olanağı yok kalabalık tan. Gerçi ben 2008’de, New Zealand’da çektiği loş zemin ve parçalı bordo gün batımı tablosu önünde çakılmışım ama kafamın içine Özge ve ailesinin durumu da çakılmış! Yahu bu nasıl bir dram diyorum kendi kendime…
Baba: İbrahim Karabıyık, anne: Şehriban, büyük oğul: Özgür, kız: Özge ve küçük oğul: Rahman…Beş nüfus.Kalk Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinden Ankara Bahçelievler’e taşın ve babanın berberliği ile yaşam mücadelesine gir. Sonra oğul Özgür’ün hastalığı, Londra’ya geliş, hastanelere taşınış, üç aydan üç aya testlerine gidiş… zaman 1986’dan 1990’a ulaşsın, ardından Londra’da eyleş, sonra Özgür’ün kansere yakalanışı ve yeniden hastaneler ve Özgür’ün kurtarılamayışı, burada toprağa verilişi ve oğulun şehrinden ayrılamayıp Londra’yı mekan ediniş. Sonra Özge’nin cıvıl cıvılken 1 Ocak 2012 de hayatını kaybedişi…
Ve şimdi Rahman askerde, anne Fethiye’yi, baba Ankara’yı özlüyor ve Özgür,kabrinde bekliyor…Ne yapacaklar?

Ama yine de önümdeki tablo için notlar alıyorum zar zor, ötekilere de geçeceğim ama geç geçebilirsen. Oysa konsantre de olmuşum. Not defterim, kalemim, çantam, fotoğrafların albenisi, bordo kırmızı doğal desenleri… Daha çok notlar almalıyım.

Kalabalık içerden dışarıya, dışardan içeriye girip girip çıkıyor. Zaten Stoke Newington Church Street her zamanki gibi karmaşa,üstelik Albion Road’dan gelenler de ona karışıyor ve sanki hepsi birden tam köşedeki bu galerimize doluşuyorlar ve de camdaki postere, posterdeki ÖZGE’ye, Bubble of Happiness’in duruşuna… Özge’nin gülümseyen kumral yüzü, 34’ncü genç yaşı, yaratıcı bakışları, doğal dingin kirpikleri, çiçekli bluzu, kabarık saçları, kırmızı kurdelesi…
Ve de divan durmuşlardı… babası, annesi, yakınları, akrabaları,okul, kurs, gurbet, meslek arkadaşları, gazeteciler, foto muhabirleri, yazarlar, ressamlar, eleştirmenler, fotoğraf sanatçıları…tanıdığı, tanımadığı sanat insanları, yogacılar, kendi yoga öğrencileri, Hintliler, Nepalliler…İngiliz’i, Türk’ü, Kürt’ü, İrlandalısı ve de tüm gök kubbenin insanları…
ÖZGE’YE VEFA DORUKTAYDI…

759350cookie-checkÖzge’ye vefa doruktaydı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.