Birini özlediğinde, üç kuruşluk posta puludur özlem, iki satırlık mektup yolculuğudur…
Oysa özlem ne kadar koyuysa iletişim o kadar zordur. elin uyuşur, dilin uyuşur…
Gecikmiş farkındalıklarındandır bu taşlaşma… artık aklın kördüğümdür…
Bu dalgın tebessümlerle iç geçiriş…
Bu tek taraflı çılgın bekleyiş…
Düne öfkelenip bugünü ateşe veriş…
O karlı kaygan merdivenlere haybeye tırmanış…
Uçmaya meyilli kuş ürkekliğin…
Kayıp düşmeye hazır şüphelerinle… küsüyorsan… küskünlüğün kendinedir aslında… o derin yalnızlığına…
Ve insanlığına atıyorsan suçu…
O yorulmak bilmez iyi niyetine … değdirmiyorsan kendin dahil hiçkimseyi…
Son kez onun… özlediğinin… parmakları değsin diyedir göğsüne…
Son kez bağırıp sonsuza dek susmak için.
“Zaman ilaçtır” diyorlar, sense korkuyorsun ölesiye o ilaçtan, yan etkisi unutulmaktır diye.
Unutulmaktan korktuğun için midir doyasıya sevemeyişinde?
Bir gün birini özlersen… böyle özleyeceksen… sakın özleme…
___________
* [email protected]