21. yüzyılın utancı işkence

İnsan olarak bakmaya bile dayanamadığımız işkenceleri o vahşeti yapanları o vahşete ortak olanları müsaade edenleri görmezden gelenleri nasıl hiç bir şey olmamış gibi yaşamlarına devam ettiklerini düşündüm.

Evlerine çocuklarının yanına dönüp onlara sarılıyorlar mı, aileleri sevdikleri bu resimleri gördüklerinde duyulan acıya eminim onlarda ortak oluyorlardır peki ya çocuğunun yüzüne nasıl bakıyor o baba, kardeşlerinin anne babasının yüzüne hiçbir şey olmamış gibi nasıl bakıyor.

Sonra o çocukların anaları geldi aklıma ve gözlerimden yaşlar aka aka Kürtçe bir ağıt döküldü dilimden istem dışı “hawar xweda agır bı kezeba dayıka wan ket hawar …”
Bütün gece uyuyamadım düşüncelerimden kurtulmaya çalışsam da görüntüler yakamı bırakmadı Resimlerde ki insanlara acıdım, ailelerine acıdım, en güzel duygudur acımak, Acımak merhamettir. Bu duyguyla ağlamaktan kendimi alamadım.

İç acısıyla düşündüm yıllardır ülkemde süren kirli savaşta ”Yar göğsüne baş koymadan vurulup düşen” gençlerin ölümüne ağladım. Suriye de yanı başımda her türlü barbarlığa uğrayan mazlum halkların, çocukların anaların çaresizliğine ağladım birden büyüklerimin anlattığı Diyarbakır Cezaevi aklıma geldi, ABD nin Irak savaşında yaptıkları, O görüntülerin yanına Ülkemin çeşitli bölgelerinde işkencelerde öldürülen insanları ekledim ve şuna emindim bizler yeryüzünde bu işkencelere kayıtsız kaldıkça, sürekli bizi yaşamımızda rahatsız edecekler.

Fotoğraflardaki işkence mağdurlarının, bakışları üzerimde geziniyor insan olarak benden hesap soruyorlar gibi, yaşadıklarından dolayı beni sorumlu tutuyorlarmışcasına olaylardan kendi adıma sorumluluk duydum utandım.

Ekranlardan bu görüntüleri izlerken ülkemde kendi çocuklarını kaybeden anaların hepsi ağlıyor olmalı diye düşündüm bir araya geldiklerinde daha çok ağlıyorlardır. Orada olsaydım çocuklarını kaybeden annelere başınız sağ olsun diyemezdim, çünkü çocuğunu kaybeden bir ananın başı sağ olmaz, hem ne yüzle söyleyebilirim ki, sanırım bu utanca 21.yy da sessiz kalan hiç kimse kendinde bu cesareti bulamaz.

Sizde zulüm altındaki halklara ağlayın, ama ağlarken ağlamanız ideolojik olmasın.

Suriye ordusunda görev yapan kişide ağlamıştır. Ağlamasaydı bu resimleri dünya kamuoyuna servis etmezdi. Ağlarken İnsani duyguları galip gelmişti. Ve Gördüklerini dünyaya aktarmakla vicdanını rahatlatmıştı, bu fotoğrafları ülke dışına çıkarma gibi bir işi yapmakla onurlu bir iş yapmıştı. Yüreklilik göstermişti.

Düşünüyorum da bu görüntüleri benle birlikte izleyen Esed’i savunan parlamenterlerimiz, Bu zulmün sebebi olan Esed’e gidip saygılarını sunanlar ne düşünüyor acaba , hala savunmaya devam ediyorlar mı? Onlarda ağladı mı? Onlarda İşkencenin bir insanlık suçu olduğuna inandılar mı? Merak ediyorum.

Ben sesimi kaybetmiş gibiyim, o görüntüler karşısında çok utanıyorum. İşkencelerde hayatını kaybetmiş tüm mağdurlara ağlıyorum.

Ve diyorum ki;

Boşuna olmasın yaşanan bunca zulüm, bunca eziyet halklar esaretten zorbalardan diktatörlerden kurtulsun da ruhları şad olsun en azından…..

_________________

* [email protected]
Sosyolog

.

766970cookie-check21. yüzyılın utancı işkence

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.