J.R’ı nasıl bilirdiniz?!

J.R’ın kırkı çıktı, öleli 40 günü geçti!
Kırkı çıkınca mezarda ölünün burnu, kulağı düşermiş…
J.R’ı bir tabancayla vuran şahsın, sadece kolu görülen film karesi gün gibi aklımda; o zaman ölmemişti, şimdi öldü.
İran Şahı tam o televizyon dizisinin yayımlandığı gün ölmüştü, kimseyi ırgalamadı.
Şah bir yana, J.R., bir yana…
O günlerde SSCB, yani eski Rusya, Olimpiyat’lara ev sahipliğini üstlenmişti; bir şâ’şa, bir caka, bir fiyaka ki sormayın…
Sony firması da tam o günlerde, ilk kez Walkman denilen kemere takılacak boyutta radyo-kaset çaları çıkarmıştı. Ne büyük icattı, hepimiz ayılıp bayıldık.
TV dizisi Dallas‘ın işte o civcivli zamanlarında J.R adlı kötü kahramanına ateş eden adam, bütün bunlardan daha çok önem kazanıyordu bizler için; varsa yoksa J.R., idi…
1978’de başlamıştı Dallas, 1991’de sonlandı.
Son demlerinde diğer televizyon dizileriyle artık rekâbet edemez olmuştu.
Üstelik J.R.’ın da yüzü eskimişti.
Hikâye uydur uydur, yenisini kaydır, her şeyin bir sonu vardı, mevzu bir yere kadardı…
Zengin Teksaslı ailenin kurnaz, hain, sahtekâr ve acımasız büyük abisi J.R.Ewing‘i Larry Hagman canlandırıyordu.
Karısı, böyle kocaya katlanmak için alkolik olmuş bir kadındı, adı Sue-Ellen idi…
Sue’yu dizide oynayan Linda Gray’di!
Sonra Ewing ailesinin iyi kalpli annesi Bayan Ellie, fedakâr baba ve para babası Cliff vardı; hatırlarsınız…
Ayrıca J.R.ın tertemiz yürekli ve fıstık gibi karısı olan kardeşi Bobby vardı; hep kazık yiyordu abisinden.
Bobby’i köpek adı gibi Bobi Bobi diye çağırsanız da olur.
Fıstık gibi karısı dediğimiz, Pamela‘dır!
Seksi Pam, yani…
Pam’in fotoğraflarına bir bakın, haksız mıyım, söyleyin…
Ha, bir de, daha ilk sahnede amca yeğen olduklarını bilmeksizin, birbirlerini tanımadan çiftliğe kâhya yazılmış Ray Krebbs‘le yatağa girmiş, kısa boylu ama koca memeli, fırıldak Lucy vardı.

Ahırda münasebette bulunmuşlardı, zaten Teksaslı dediğin ahırda bu işi yapmadan rahat duramaz!
Lucy ve Ray, sonradan, ¨Bir halt ettik, belli etmeyelim bari’¨ diye bu günâhın ardı sıra birbirlerine sırdaş oldular; bir ömür boyu sürecek zoraki sırdaşlıktı bu…
Bu Ray var ya, bu Ray çiftlik ve zenginliğin sahibi baba Cliff’in başka kadından peydahladığı oğluydu, ortada kalmasın, piç demesinler diye çiftliğe yanaşma almış, hakkını hukukunu gözeterek yanında tutmuştu.
Fakat Ray hem yakışıklıydı, hem de aile içi ilişkilere bana mısın demiyordu, önüne çıkanla el sıkışıp tokalaşıyordu. Pamela’ya da iskele sancak yapmış mıydı, hep merak ederdik!
İşte böylesi bir dizinin en can alıcı karakteri J.R.’ın, televizyondaki tabancayla vurulacağı ama ölmeyeceği, ölüp ölmediğini bir sonraki haftanın seyrinde görüp içimizin rahatlayacağı o sahne sırasında, ABD’de sokaklar boşalmıştı, insanlar ekran karşısındaydı.
1991 yılının o en meşhur gününde, Cezayir Saharası Çölünü her yıl olduğu gibi o yıl da geçmesi gereken Bedevî kabilesinin, kum çölünde bu sahneyi kaçırırız diye yola çıkışı bir gün ertelediğini sonradan okumuştum, aklım tavana vurmuştu.
Bedevî büyükleri, ¨Yahu, kırk yılın başında bu kötü adam J.R.’ı birisi vuracak, biz seyredemeyeceğiz, olur mu böyle şey, Çöl kaçmıyor ya, ertesi gün yola çıksak ne olur!¨ dediği Batı basınında bile yer almıştı.
Bedevilerin, ¨Bu J.R ölmezse, gidip biz vuracağız, bu hain adama daha fazla katlanamayız!¨ dediği de rivayet olunur.
İsrail ise, tam da o gün, Batı Şeria tarafından Filistin Kurtuluş Örgütü’nün havan toplarıyla, füzeleriyle meşguldü, onlar dahi savaşa ara verdi, askerler bile J.R.’ı seyre gitti…
Durun, daha bitmedi: Romanya’nın eski diktatörü, adının başına komünist ünvanı getirmiş Nikolay Çavuşesku ve karısı korkunç teyze Elena, J.R’ın ve Dallas’ın muhteşem izleyicileri arasındaydı.
Çavuşesku çifti Romanya televizyonlarında Dallas’ın yayımlanmasına izin vermişti.
Çavuşesku, ¨Kapitalizmin bu ahlaksızlıklarını görünüz, işte Amerika dediğiniz budur!¨ diye alt yazı döşeyerek J.R.ı ve dizidekilerin zinâlarını, cinsel ilişkilerini ortaya seriyordu. Lakin Romanyalı kadınlar da üç kuruş için Türkiye’ye geliyordu.
Bütün bu rezaletlerin en zavallı kadını, J.R’ın karısıydı.
Derdi neyse ondan kahrolmuş, üzgün, süzgün karısı Sue-Ellen’a hep acırdık; ben hâlâ acırım…
Ama hakkını da yemeyelim, en azından dizideki model mankeni gibi ince nârin görünümüyle moda dergilerine kapak oldu ve omuzlara vatka konulan elbiselerin dünya kadınları arasında yayılmasına sebep oldu.
Sue-Ellen’in omuzları dar ve çöküktü de o yüzden omuz başlarına sünger yerleştiriyor, buna da vatka deniyordu.
Hasılı, J.R’ı nasıl bilirdiniz diye bana sorarlarsa, aklıma Lucy ve ahır, aklıma Sue-Ellen ve vatka geliyor…
Yaşı bugün 40’ları geçen okurlarımız arasında bu isimler ne ifade ediyor, bunu bilmesi zor; siz yazmazsanız nereden bileceğiz?
Sahi Dallas’ı hatırlıyor musunuz, J.R.’ı nasıl bilirdiniz?!

1592960cookie-checkJ.R’ı nasıl bilirdiniz?!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.