Abby teyze öldü, şimdi kim akıl fikir dağıtacak!

Modern zamanların yalnız insanına lazım olan aklı fikri ABD-Kanada gazetelerinde günlük olarak dağıtan Bayan Abby geçtiğimiz hafta yaşamını yitirdi.
94 yaşındaydı, çoktan beri Alzheimer-hafıza kaybı hastasıydı; onun yerine kızı, Jeanne Philips işi ne zamandır idare ediyor, günlük gazetelerin ¨Sen sor cevabını versinler!¨ biçimindeki başlıklar altında yer alan okur dert mektupları köşesinin klasiği sayılan Dear Abby-Sevgili Abby sütununda annesi yerine akıl fikir veriyordu. Ona öykünen birçokları çıktı hem ABD’de, hem dünyanın her yerinde; bizde bir vakitler Günaydın gazetesinde başlamış olan GÜZİN ABLA köşesi de bunlardan biriydi…
Rusya’dan göç etmiş bir Yahudi ailenin kızıydı Abby, asıl adı Pauline Philips idi.
Okur mektuplarına karşılık vermek üzere 1956’da önce San Franciso Chronicle‘da ardından çeşitli gazetelerde yazmaya başlamıştı, kısa sürede ünlendi ve günlük köşesi ABD’nin, ardından Kanada’nın ve İngilizce konuşulan ülkelerdeki gazetelerin sayfalarına yerleşti; görsel medya dahi ona kapı açmadan edemedi.
1987’de rahatsızlığı baş gösterince işini kızı ele aldı, ama aynı tarz cevapları giydirerek, gerekirse baş göz yarıp, Allah yarattı demeden çatır çatır veriyordu; zaten sevilip tutulmasının nedeni buydu. Abby ve kızı, şunu anlamış olmalıydılar: Nasihat almaya gelmiş adamı azarlarsanız, kapınızda boynu bükük duruyorlardı, zira bir kez sırrını açmış bulunuyordu.

Bu insana ait ruh hâlini keşfeden Abby, ona yazanların dudağına acı biber de sürüyor, isterse kulağını da çekiyordu; yazılarında…
Dear Abby köşesinin kurgusal ve takma isimli yazarı, Abigail adını Kutsal Kitaplar‘da yazılı bir kadın kahramana öykünerek almıştı.
Feraseti yüksek, eli becerikli, hizmete koşmaya hazır, leb demeden leblebiyi anlayan anlamındaki Abigail adı böylece Dear Abby olmuştu.
Abigail, aslında, Tevrat ve İncil’de anlatılan Peygamber Davud‘un karısının adıydı.
Şimdi Dear Abby’inin bildik o sütunlarda devam edip etmeyeceği, gerçi Alzheimer olduğundan beri kızı tarafından yazılan, hatta bu işi sürdürmek üzere bir ofiste yazıların derlenip toparlandığı bilinen köşenin akıbeti, geleceği sorgulanıyor; derdini söylemeyen derman bulamaz endişesi bu köşe müdavimlerini sarmış vaziyettedir.
Buna şaşırmamak gerekir, zira elli yıldan fazla bir zamandır yayımlanan köşesine müracaat etmeyen kalmamıştır. Bunlar gerçek mektuplar, bugün ise gerçek e-postalardır…
Son elli yıldır, insana dair her türden en karanlık ve müphem ruh köşelerinden tutunuz da dürüstlükten ahlaksızlığa kadar her tür insanlık hâli Abby teyzenin sayfasında ele alınmıştır:
Kleptomani’den agorafobiye ve uykusuzluğa kadar türlü ruh sıkıntıları, sürekli el yıkamak takıntısından alınız yatakta horladığı için karısı tarafından tekmelenen adamın şikâyetine dek hepsi, ayrıca zinâ eden veya zinaya uğrayan eşler, boşananlar, üvey anne-baba sıkıntısında olanlar, ev içi şiddetle karşılaşanlar, kocasından dayak yiyen kadınlar, komşusuyla atışanlar, işyerinde patronun mıncıklamasından bıkmış sekreter kızlar, hasılı Amerikan halkının hemen her kesiminden herkes ona yazıyordu.

Abby’nin bazen, hatta çoğu kez, bunlara verdiği cevaplar kısa oluyordu, üstelik kinâyeli bir tonla yazılıyordu:
¨Kocam dişlerini fırçalamıyor, ağzı leş gibi kokuyor, gelip beni öpmek istiyor, bununla kalsa iyi bir de seks talep ediyor! Sevgili Abby, ben şimdi ne yapmalıyım? N’olur bir yol göster!¨
Abby yanıtlıyordu:
¨Hiçbir şey yapamazsın, sesini kes ve kocan ne derse yap!¨
Yahut:
¨Hemen boşa, git yenisini bul!¨
Veya:
¨Herife ha-hu-hı de, sen arada kaçamak yap, kendine bir sevgili ara…¨
Bu sözleri yazarken artık şikâyetlerden bunalmış mıydı da böyle yazıyordu, bilinmez…
Şikâyet sahibi okurlar ondan böylesine ters teres cevaplar alsalar bile, sanki bundan memnun kalıyorlarmış gibi, yazmaya devam ediyorlardı.
Abby’nin eski editörlerinden bir gazetecinin bir röportajında belirttiğine bakılırsa, o vakitler, eskiden postacının taşıdığı mektuplardan gelişi güzel seçilen bazıları cevaplanıyor, binlercesine gazete sayfalarında cevap yeri kalmadığından özel, ama kısa cevaplar gönderilip gönülleri alınıyordu.
Siyasî olarak ilerici, demokrat, insan haklarından yana ve sol görüşlü olan Abby’nin Amerikan-Kanada-İngilizce konuşan uluslar topluluğundaki halklar üzerinde etkisini enine boyuna araştırmak gerektiğine inananlar da bulunuıyor.
Bize kalırsa bu görüşlerinde son derece haklıdırlar.
Zira Amerikan orta-sınıf ve zenginlik rüyası içinde zaman geçiren 20.yüzyılın yeni kıta insanları öylesine yalnız, öylesine sıcak bir dokunuştan uzak kalmışlardı ki, belki Abby üzerinden hareketle yapılan bir sosyal bilim araştırması, çalışması insana dair eksik yanları anlamak için iyi bir başlangıç olabilecektir.
Üstelik böyle bir akademik araştırma hoş, eğlenceli sonuçlar da veriyor olabilir:
¨Dear Abby, geçen gün kulağımı pamuklu çubukla karıştırırken çok fazla içeriye kadar soktum, şimdi acaba ben hamile miyim? İmza: Amanda…¨
¨Ah benim akılsız kafasız kızım Amanda… Kulağa çubuk sokmakla hamile kalınmaz, anlaşılan sen hamile kalmak istiyorsun veya o haltı ettin hamile kaldın da lafı buraya getirmek istiyorsun. Tüh Allah senin müstâhakını versin! Yıkıl karşımdan… İmza: Dear Abby!¨

1592950cookie-checkAbby teyze öldü, şimdi kim akıl fikir dağıtacak!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.