Canal de Panamá

Geçtiğimiz Eylül ayında ilk dinamiti Panama Kanalı’nın dibine yerleştirdiler.
Güm diye patladı; malûm, koyulan her dinamit fitiline ateş tutulursa patlar…
İnfilak, beklenenden daha şiddetli olmuştu ve kanalın Doğu ucundaki Panama şehri banliyösünde birçok evin camı çerçevesi yere inmişti.
Bu yılın sonlarında tamamlanacağı evvelden açıklanan kanal genişletme çalışmasının bu ilk patlamasıydı.
Bundan sonra günde üç beş kez demeden, pata küte, kanal çevresindeki toprağı, kayayı, arazi parçalarını berhava edip hafriyata giriştiler.
Berrak su çamurlandı, balıklar ürküp kaçacak delik arandı.
Çevrede alınan tedbirler yüzünden Kanal civarına kimse sokulmuyordu.
Soranlara anlatılan şudur:
Canal de Panamá genişletilmektedir.
Panama Kanalı’nın genişlemesi Dünya ticaretinde kanal üzerinden geçen gemi tonajını artıracaktır.
1914’de ulaşıma açılıp Pasifik ile Atlantik okyanuslarını birbirine Karayipler Denizi üzerinden bağlayan 77 km.uzunluğundaki su yoluna evvela Fransızlar el atmış, 1881’de kazma kürek işe girişmişlerdi.
Lakin Fransız’ın maymun iştahlı olduğu bilindiğinden proje askıya alınmış, Amerikalılar gelince iki tarafın suları birbirine kavuşmuştur. O günlerde Panama Kanalı, taşımacılığın yüzde 15 kadarını üstlenirken, son zamanlarda alternatif yollar bulunduğu için, ayrıca yeni yapım dev gemilere hizmet veremediğinden kapasite yüzde 6 civarına inmiştir.
Patlatılan dinamitlerle açılması beklenen genişlemiş olacak yeni su kanalı, önümüzdeki yıl eski şöhretini tekrar kazanacaktır; beklenti, bu yöndedir.
Çin ve diğer gelişmiş ülkeler Dünya taşımacılığında Kuzey Kutup-Artik Bölge geçişine daha çok ilgi duyarken, ¨Oraya kadar gidip, üşümeyiniz! Donmak tehlikesi de vardır. Geliniz, buradan geçiniz¨ diyen Panama hükümeti, bu hizmet için kanala kazmayı vurmak üzere yine ABD’den yardım istemiştir.
Amerikan’ın dev inşaat şirketi Bechtel‘in üstlendiği projeye destek, ABD yardımıyla bulunmuştur.
Eksik olmasınlar, cömert davranıp 1 milyar Dolar paraya para demeden harcamayı taahhüt etmişlerdir. Bu meblağın 400 milyon Doları nakden ödenmiş ve dinamitler Panama’yı panayır yerine çevirecek biçimde çatapat gibi patlamaya başlamıştır.
Eski İspanyol kolonisi Panama, girdiği bu borcun altından, ¨Borç yiğidin kamçısıdır!¨ diye, yenilenmiş kanal hizmete girer girmez oradan sağlanacak gelirle kalkmayı umut ediyor.

Tersi olursa, taklaya gelmek ihtimali de vardır, Panama için…
Kanalın idaresine bakan, hâlen İspanya Krallığı’nın içinde etkili olduğu bir yönetim, yapılan işleri dev bir sigorta şirketinin güvencesi altında sürdürmektedir; bu bakımdan akla fesat getirmeye gerek yoktur.
Zurich American sigorta şirketi işin tamama ermesi amacıyla projenin teminatçısıdır. Bu koşullar altında bu yılın sonunda genişleyip dev tankerlere, devâsa gemilere yol verecek olan Panama Kanalı’nın gelecekteki durumu birçok yönüyle Panama halkını da gayet tabii ilgilendiriyor.
Genişlemeye yönelik yatırım ve sermaya akışı sonunda bir tür Kapitülasyon etkisi yaşanacağını bekleyen Panamalı, az sayıda değildir.
Hem Amerikan devi Bechtel’in, hem de Zurich-Am.sigortacısının girdiği bir işin sonunda kazancın büyük payı onlara gideceği aşikâr olduğundan, bu yüzden yatırımdan bir hayır gelmeyeceğini düşünmekte olanlar, ¨Kanal küçük olsun ama bizim olsun,¨ diye 30 yıl evvel millileştirilmiş olan Kanal’ın muhafazakâr üslupta müdafiî kesilmektedir. Sokaklarda nümayiş yapan sol radikal kesimler de vardır, lakin atı alan Üsküdâr‘ı çoktan geçmiştir.
Öte yandan her yeni şeye karşı olmakta gecikmeyen çevreciler, yeşiller, ¨Biz de varız, biz de iki lakırdı edeceğiz!¨ diye ortaya dökülmüştür.
Kanalın Panama milli parkı sayılan kıyılarında tahribat yapması, ormanlık alanlara zarar vermesi bir yana, genişleyen su yolu yüzünden doğal yaşamın bozulacağına üniversite hocalarını tanık gösterip karşı çıkmakta gecikmediler.
Devâsa tankerlerden sızacak petrol ve kimyevî maddelerin Distopik ve Armagedon sahnelerini güzelce çizip insan ruhlarını ürküten çevreciler, haksız da sayılmazdı. Zira tonalitesi şu âna kadar oradan geçen teknelerin en az yirmi misli olacak gemilerin Okyanus giriş çıkışı, haliçler ve kanal yolundaki hayatı olumsuz etkileyeceği kabul edilmektedir.

Fakat her şeye rağmen, dinamitler patlayıp kanal genişletildikten sonra hele bir gemiler buradan geçsin ve Canal de Panamá idaresinin kasasına, muhasebesine kılavuzluk hizmeti, navlun ve liman rüsûmları hele bir ödensin, bütün bu kaygılar geride kalır, derhal unutulur; paranın yüzü sıcaktır!
Panama Şapkası diye tanınmakta olan şapkaların bu inşaat sırasında mühendis, usta ve işçilerin başında yine ilk kazma vurulduğu gün olduğunda görülecek midir, işin latife yanı burasıdır.
Kanalın ilk inşaatı sırasında, 135 yıl evvel Fransız mühendislerin orada kullandığı, Meksikalı uykucuların başlarından âdeta çıkarmadığı Sombrero şapkalara nispeten biraz küçük olan arazî şapkaları şimdi yine Dünya modasına karışırsa buna şaşırmayınız!
Zaten 007 James Bond‘un meşhur oyuncusu Sean Connery‘den başına geçirdiğinden bu yana şapkayı giymeyen aktör, artist kalmamıştı.
Bu arada Panama Terzisi adlı filmi de unutmayın! Şapkası bol bir filmdir.
Şapka modası yine yayılırsa, sebebi, Orta-Amerika’nın küçük ölçekli, Türkiye’nin 12’de biri kadar bir ülkenin tekrar Dünya gündemine bu vesileyle merhaba demesidir.

_______________________

* [email protected]

1593280cookie-checkCanal de Panamá

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.