Küba’nın doktorları ABD’ye kapağı atmak istiyor (mu?)!

Dünyanın 65 ülkesinde göreve gönderilmiş 37 bin 41 Kübalı doktor üzerine bir yazı, geçtiğimiz hafta, Amerikan kapitalizmi ve küresel emperyalist sistemin baş medya organı The Wall Street Journal gazetesinde, Joel Millman imzasıyla çıktı.
Tam sayfa, üzerinde belli ki iyi çalışmış bir araştırma haberiydi. Haberi okuduktan sonra elimizi şakağımıza dayayıp bir süre düşünmek kaçınılmaz görünüyordu…
Haberini, Kübalı Dr.Feliz Ramírez’in ABD’ye ilticası üzerine bir serüveni anlatarak kurmuş bulunan gazeteci meslektaşımız, arada verdiği bilgiler, veri ve ayrıntılara dayanarak Küba’nın doktor ve sağlık ekibi ihracını açıklıyordu.
Haberde, “Sağlık Tugayları” adıyla 1973 yılından beri gelenekselleşmiş bir devlet politikasına dayalı olarak Küba dışına gönderilen doktorların yanı sıra hemşeri, hastabakıcı, öteki sağlık elemanları ve ekipmanlara dair bilgiler ise bir parça belirsizdir.
Bununla beraber kesin bir bilgi vardır: Küba, gönderdiği doktorlardan elde ettiği yıllık geliri, Maliye bütçesinde geçen yıl 8 milyar Dolar olarak belirtmiştir.
Buraya kadar bir sorun yok!
Yetişmiş insan gücünü ve emeğini, her devlet, üstelik de insan sağlığını hedefleyen bir iş için her yere gönderebilir; iyi de yapar…
Kaldı ki para almaksızın Haiti’ye deprem felaketine gönderilmiş doktorlar da bulunmaktadır ve Havana, bu işi insanlık adına, sevabına, kuruşsuz yapmaktadır.
Kuşkusuz ki Dünya Sağlık Örgütü-WHO’nun ve uluslararası tıp otoritelerinin takdir, beğeni ve onayını kazanan, güven veren bir eğitimden geçmiş Kübalı “yoldaş” doktorların, zor koşullar altında bulunan Afrika, bazı Asya ve Latin Amerika ülkelerinde görev yapması, bu anlamıyla “sosyalist paylaşım, komünist ideallere katkıda bulunmak” gibi değerler açısından ele alınabilir.
Ne ki işin bir de, kaynayan süt tenceresinde kabarmış köpüğe kaşık sokulunca püf diye sütün yatışması gibi, sosyalist heyecanı ve tavrı sarsan bir yanı bulunmaktadır. Şimdi, işin can alıcı yerine geldik; sıkı durun!
Yok, daha baştan, alamünit muhalefet edecekseniz, sağım solum sobe derim…
Ben laf ettirmem kutsiyetime derseniz, burada size alahasmaladık diyorum, kaldırımdan karşıya geçip yoluma devam ediyorum. Zaten geç kaldım!
Kübalı doktorların her türlü kişisel özlük haklarını iptal ederek oralara gittiğini, mesela, bilmiyorduk. Gittikleri yerde, o ülkenin sağlık otoritelerine bağlı olarak çalışmakta, ancak her türden maaş, ikramiye, çalışma saatleri ve izinlerini, özlük hakları gibi şeyleri üzerine söz söyleme, soru sorma, itiraz etme ve hatta sonuç olarak istifa etme hakları ellerinden alınmıştır.
Daha Havana José Marti Havalimanı’nda uçağa binerken onlara imzalatılan bir belge bunu açıkça emreder, yasakları baştan koyar.
Havana doğumlu ve sonradan iltica ederek Amerika’ya gelmiş, Ordu’da albaylığa yükselmiş, sonra ABD Göçmen Dairesi’ne genel müdür atanmış bulunan Emilio Gonzales’in aktardığına bakılırsa, Küba’nın bu politikasının “devlet destekli bir insan ve köle ticaretinden” farkı yoktur.
Doktorların Küba’da aldıkları maaş ayda 25 Doları geçmez. Oysa, gönüllü sürgün işine kalkışan Kübalı doktora 150 Dolar ile bazı durumlarda 1000 Dolara kadar maaş ödenir, tabi eline değil, Havana’daki bir hesaba yatar parası… Hükümet, doktor doktor civanım parayı har vurup harman savurmasın diye, pür dikkat kesilir!
Venezüela gibi petrol sosyalisti bir devletin bu projeye açık desteği vardır. Chavez, Kübalı doktorları parası pulu kıt olan Ekvator, Guetamala, San Salvador, Bolivya gibi ülkelere göndertir, kesenin ağzını açıp oradaki ödemeleri kendisi karşılar. Kendi ülkesinde, Venezüela’da ise 5 bin civarında Küba doktoruna hasta gösterir.
Venezüela’nın bu işler için Küba’ya günde 90 bin varil ham petrol hibe ettiğini de bu habere dayanıp eklemeliyiz. Böylece Havana’nın cebine ekstradan yılda 3 milyar Dolar girer; iyi paradır bu…
Afrika’nın kimi geleneksel ve özellikle İslamî olan toplumlarında ve Arap ülkelerinde görev yapan doktorların, ayrıca, çalışma saatleri dışında evlilik dışı hamileliklere her türlü cezaî riski göze alarak gizlice “kürtaja” gittiğini de öğreniyoruz.
Sosyalist ahlak kapitalist para kazanma duygusuyla burada çatışıyor; biz üzülüyoruz!
Kübalı doktorlara kürtaj için ödenen para 300 Dolardan az değildir, paranın yüzü sıcaktır, doktorlar neşteri ele alıverir.
Öte yandan, özellikle Arap ülkelerinde satılan Nike, Adidas gibi marka ürünler ucuza alıp, bavul ticaretine kalkışmaya doktorların tenezzül ettiğini duymak sosyalist yüreklere cızz diye iğne gibi batar.

Şimdi gelelim lafın sonuna: Son 3 ay içinde, Kübalı doktorlardan “Hazır sınırdışına çıktık, bir yolunu bulup ABD elçiliğine sığınsak da Amerikan vatandaşı olsak” diyenlerin sayısı dudak uçuklatır.
Sadece 3 ayda gizli yollarla ABD makamlarına “Beni de alın, beni de alın” diyen doktorların sayısı bin altı yüz kişidir. Bu rakam içersinden 300’ü iltica hakkını almış, Küba’nın sosyalist emeğiyle yetişmiş hazır işgücü Amerika’ya gelmiştir.
İşte, Dr. Feliz Ramírez’in öyküsü de bunlardan birisine aittir.
Bana kızmayın, hemen yazının altına yel yepelek, “Zaten Sezai Bey bir, Mahmut Paşa iki” demeyin, ben gazeteciyim, duyduğumu basın ahlakı gereği elden geçirir ve yazarım.
Hepsi bu!

1592490cookie-checkKüba’nın doktorları ABD’ye kapağı atmak istiyor (mu?)!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.