“Ebediyatçı Metin Kaçan köprüden atlayarak intihar etti” haberi beni etkiledi. Kaçan intiharının anatomisi dışında yazmak istiyorum.
Bir insanı durakta erken inmeye iten nedenler çok farklı olabilir ama bireysel ya da toplumsal bir baskının kişiyi kırılma noktasına getirdiğinden söz edebiliriz belki… Bu baskı, özünde farkında olmadan uygulanan bir şiddet de olabilir… Üstelik “Senin iyiliğin için” adı altında uygulanan bir şiddet…
Nasıl oluyor da bu masum cümle, şiddet yaratıp ölümlere neden olabiliyor?
Dr. Felicity De Zulueta, başımıza çorap ören şu “senin iyiliğin için” kavramını “Acıdan Şiddete” kitabında anlatmış…
Kitapta aktarılan ABD’li Milgram’ın “Otoriteye itaat-Obedience” araştırmasına göre; ABD’de gazete ilanı ile sıradan denekler toplanıyor. Birbirinden habersiz deneklerden biri elektrikli sandalyeye bağlanırken, diğeri de elektrik konrol odasına alınıyor. Deneğe, sandalyede oturanın soruları doğru yanıtlamadığı süreçte elektrik akımını öldürücü dereceye kadar artırması söyleniyor. Sıradan ABD yurtdaşının yüzde 25’i söylenene itaat ediyor. Yani sandalyede oturanı gözünü kırpmadan öldürebiliyor… (Bu gruptakilerin kendi canına da kolayca kıyabileceğini düşünebilirsiniz…)
Bu gerçekten korkunç bir sonuç!
Zulueta deneyi şöyle yorumluyor:
“Otoriteye itaat eden yüzde 25 oranındaki deneklere çocukluk yıllarında ‘senin iyiliğin için’ denilerek (baskı yapılmış ya da) dayak atılmıştır. Bu demokratik toplumlarda son derece kaygı verici bir durumdur. Çünkü katil ve caniler bir canavar değil, sıradan bir insandan oluyor.
Tıpkı bir bilgisayar programı gibi, çocukluklarında doldurulan insanlar, yine ‘kendi iyilikleri için’ şiddet ve vahşetin gerekli olduğu savıyla katliamlara, savaşlara gönderilebiliyor. Hitler de Yahudileri toplumdaki bir hastalık olarak göstermiş ve yok edilmelerinin Almanların iyiliğine olacağı propagandasını yapmamış mıydı?”
Zulueta’nın anlattıkları, ABD’nin Libyalı, Iraklı Suriyeli ve Afganlıların iyiliği için yaptıklarını da açıklıyor… Tabii sonuçlar “Bir üyesi olduğum ‘Dayak cennetten çıkmış’ deyimini kullanan Türk toplumu için daha da ürkütücü olabilir” diye de düşündürüyor…
“Senin iyiliği için” aileden başlıyor ve emperyalizme gerekçe olacak kadar uluslararası ilişkilere kadar uzanıyor…
Dostlar bu masum cümleyi kullanırken ya da bu cümleye dayanarak eyleme girişirken iki katı düşünmekte yarar var… “Senin iyiliği için” bir insanı (ya da eyleminizden mağdur olan çevresini) farkında olmadan dibe itip, kırılma noktasına getirebilir…