Modernleşme ve başarı

Farkında mısınız, şimdiki kapitalist hayat tarzı teknolojiyi geliştiriyor.

Günlük hayatımız çok rahat ve çok imkânlarla doludur ancak sosyal hayat bu kadar rahat değildir. Hatta çok kötüdür diyebiliriz.

Modern hayattan ne anladığımız çok önemlidir. Bu hususta olumlu şeyler söylenebilir. Ancak bu olumlu söylemler çok zoraki olur. Çünkü uygulamada modern hayatla birlikte, sömürü, bireysellik, tüketim, hırs ve makyavelist ahlâk çok yerleşmiş.

Modern hayat, insanların modern olmayı ahlâksızlıkla bağdaştırması sonucu hayal kırıklığı meydana getiren hayattır.

Modern hayat; hava, su, toprak kirliliği, nükleer silahlar, hormonlu gıdalarla hepimize çok faydalı olduğunu söylemeyeceğimiz hayat biçimidir.

Modern hayat; aşağıdaki sorulara ve sorunlara çözüm olamamış hayattır.
Savaşları ortadan kaldırdı mı?
İnsanları birbirlerine sevdirdi mi?
İnsanlar alkol ve uyuşturucudan neden medet umuyor?
Suç oranlarını azalttı mı?
Beyaz kadın ticaretini durdurabildi mi?

Batı Medeniyetiyle karşılaşmamız ise bizlerin aleyhine gelişti. Çünkü yeni dönemde İslâm coğrafyası yenilen-ezilen insanların yurdu haline gelmişti.

Bu psikoloji genç nesillerin daha sonra kendi inançlarını sorgulamasına ve hatta kopmasına sebep hazırladı. Galip ve mağrur Batı gibi olmak isteyenler onun bütün değer yargılarını taklit ederek problemlere çare olacağını sandılar.

Modernizm denilen süreçte sadece aklın rehber alındığı, din ve gelenek gibi değerlerin arka plana atıldığı bir anlayış gelişmeye başladı.

Düne kadar kutsal bilinen hiçbir şeye itibar kalmamıştı. Batıda kiliseye ve onun dayattığı hurafelere karşı çıkmayı anlamak mümkündür. Engizisyonlara, aforozlara, cehalete karşı çıkmak batıda doğru idi. Sadece akla bağlanmayı da o şartlarda batı doğru kabul edebilir. Kiliseden kaçıp akla sığınma…

İyi de bizlere ne oluyordu?

Bahsettiğimiz mutlak akılcı düşünce ile Batı dünyası 19. yüzyıldan itibaren kendi yolunda müthiş bir ilerleme kaydetmiştir. Bu ilerleme karşısında İslâm dünyasında şaşkınlık yaşandığını söylemek yanlış olmayacak. Bu şaşkınlık daha sonra bazı soruları da beraberinde getirecektir. Şöyle ki; batı dünyası ilerliyor, İslam dünyası ise geride kaldı. Acaba bunun nedeni ne olabilir? Bizde mi bir yanlışlık var, yoksa dini algılayış tarzımızda mı?

Belki de bu yüzden bazı maksatlı çevreler, dini yeniden yorumlamak gerektiğini iddia edecek kadar ileri gittiler. Öte yandan bazı sözde dini çevreler hurafeleri öne çıkarıp kendi çıkarlarını savundular. Matbaaya karşı çıktılar, bilimsel sonuçları bile Batıdan geldiği için reddettiler.

Bir başka taraftan ise, Müslüman’ın kaderci olduğunu ve başarı ihtiyacı olmadığı için geri kaldığı iddiası… Bizlerde belki de maddi başarı ihtiyacı olmayabilir, ancak manevi başarı ihtiyacı çoktur ki, örnek insan olmak için adeta yarış vardır.

Bu yarış ta sosyal hayatı kolaylaştırıyor. Batıda ise zorlaştırıyor.

Sadece aklı rehber kabul etmek Batıda bilim adamları tarafında çoktan çürütüldü. Aklın ötelerinde başka bilgi kaynakları olduğu kabul edilmeye başlandı.

Yerimiz doldu. Ancak konuya devam edeceğiz.

[email protected]

748190cookie-checkModernleşme ve başarı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.