İşçi Partisi Edmonton Milletvekili Andy Love, Mayıs’taki genel seçimlerde yeniden milletvekilliği için “ailevi nedenlerle” aday olmayacağını açıkladı.
Türkiye ve Kıbrıslı toplum olarak Andy Love’ı yakından tanıyoruz. Bizim etkinlik ve gecelerin, hatta toplum üyelerine ait işyerleri açılışlarının “hoş” konuşmacısı.
Love, gerçek bir sosyal demokrat. Bölge sakinlerinin kolayca ulaşabildiği bir siyasetçi. Göçmenlerin “göçmenlikten kaynaklanan” sorunlarının farkında. Ayrıca “Türkiye’nin AB’ye girerek batı demokrasisini uygulamasını” her fırsatta dile getiriyor…
Andy Love bizim toplumun da yoğun olarak yaşadığı Edmonton’da 2010’da yeniden seçildiğinde, 63 bin 904 seçmenden 40 bin 377’si sandığa gitmiş. Love oyların yüzde 53.6’sını alarak ve Muhafazakar rakibi Andrew Charalambous’a 9 binden fazla fark atmış ve bölgenin tek milletvekili olmuş…
Andy Love’a bizim topluma katkılarından dolayı teşekkür etmek gerekir…
Sevilen milletvekilinin istifasıyla gözler “seçilme şansı çantada keklik” denilebilecek İşçi Partisi’nin Edmonton adaylarına çevrildi.
Bana göre seçimlerde adayları Türk, Kürt, Rum diye ayırmak yanlış… “İyiden, güzelden, yeşilden, hak ve özgürlüklerden yana, gerçek demokrat olsun” çok daha önemli. Ayrıca “siyasetçi” olsun, “politikacı” olmasın… Yani, amaç için her yolu mübah gören Makyevelist olmasın, önüne gelen herkesle dans etmesin, herkese mavi boncuk dağıtmasın” derim. Bütün bu erdemlere artı olarak bizim toplumun içinden gelmesi de tercihimizdir tabii…
Bizim toplumun siyasi eğilimi geçen Ağustos’taki Türkiye cumhurbaşkanılğı seçiminde sınandı. Oylamanın randevulu olması ve tatil ayına denk gelmesi katılımı olumsuz etkilemesine karşın Birleşik Krallık’taki sonuçlar Türkiye ve diğer yurtdışı oy oranlarından çok farklı çıktı. Seçmenin yarısı Ekmelettin İhsanoğlu derken, yüzde 27’si de Selahattin Demirtaş’ı destekledi. Tayyip Erdoğan’a yalnızca yüzde 23 oy çıkmıştı.
Bu sonuçlar bize toplumun ağırlıklı olarak solda olduğunu gösteriyor. İşçi Partisi Edmonton’da Türkiye kökenli bir aday göstermesi bizim toplumdan büyük bir çekim alanı yaratacaktır. İşçi Partisi nasıl toplumun yarısını oluşturan “kadın”ların da o oranda aday olmasını teşvik ediyorsa, nüfusu 400 binlere ulaşan Türkiye kökenli seçmenin de parlamentoda temsil edilmesi için çaba göstermeli. İşçi Partisi’nce Edmonton ilk sıra, Türkiyeli toplumun ya da onların demokratik sivil toplum örgütlerinin uzlaştığı bir isim olması için teşvik edilmeli.
“Peki bizim adayımız kim olmalı?” “Böyle bir isim var mı?” diye sorarsanız, aklıma ilk gelen Britanya Alevi Federasyonu (BAF) Başkanı İsrafil Erbil… Yukarıda saydığım bütün özelliklerin BAF Başkanı’nda olduğunu düşünüyorum. Erbil’in bir diğer özelliği de bütün konuşmalarında “barış” dili kullanması…
Erbil elini taşın altına sokarak, BAF’ın da içinde olduğu Güç Birliği Platformu’nun adayı olarak İşçi Partisi Edmonton’da ilk sıra aday olmak için mücadele etmeli.
Erbil seçilirse Edmonton sakinleri ayrımcılığa, ırkçılığa, haksızlığa karşı cesurca duran “gerçek demokrat” bir milletvekili kazanmış olacaktır. Ayrıca bizim toplum da sorunlarını “doğru” olarak parlamentoya yansıtabilir. Bir diğer artı da Türkiye’deki Alevi, Kürtler, emekçilerin üzerindeki baskı ve antidemokratik uygulamalar da Birleşik Krallık aracılığıyla AB’ye “doğru” tercüme edilecektir.
Haydi İsrafil Erbil, bu tarihsel fırsatı toplum olarak kaçırmayalım… Andy Love’ın “ailevi” nedenlerle bıraktığı koltuğuna siz de “Alevi” nedenlerle oturun…