İyi ki varsın internet…

Medya, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in vefatıyla ilgili olduğu için, yeni Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) Tam Yetkili Temsilciler Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmasıyla pek ilgilenmedi.


Aslında başbakan bu konuda ilk kez konuşmuyor. Daha önce de iletişim devriminin, hayatı ve geleceği değiştirdiğini, küreselleşmenin gereği olarak fiziksel mesafeleri kısalttığını, dünyayı küçülttüğünü, sınırları ortadan kaldırdığını söylemişti.


Bugün radyo, televizyon ve iletişim uydularıyla başlayan kültürel devrimin internetle devam ettiği bir gerçek.


İşte Başbakan Erdoğan, iletişim devriminden sonra, daha doğrusu internetten sonra, zayıf ve güçlü devlet kriterlerinin değişmeye başladığını, sadece askeri ve ekonomik güçlerin, devletlerin yerini ve etkinliğini belirlemeye yetmediğini, devletlerin ”küresel sisteme entegre olanlar” ve ”olamayanlar” olarak ikiye ayrıldığını, bunların alt kategorilerinde de ”üreten sisteme entegre olmaya namzet” ya da ”başarısızlıkları tescillenmiş olanlar” şeklinde tanımlamalar yapıldığını söyledi.


Başbakan Erdoğan aynı konuşmasında, internet terminolojisiyle devletleri ”online devletler” ve ”offline devletler” olarak sınıflandırdığının ve Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği büyük atılımlarla 24 saat online bir devlet olduğunun altını da çizdi.


Bildiğim kadarıyla Türkiye’de internet kullanıcısı sayısı 15 milyonu geçiyor.
Bu rakam 2000 yılında birbuçuk milyondu. Türkiye nüfusa oranla internet kullanıcı sayısında dünya ortalamasının üstüne çıkan bir ülke. İlk internet bağlantısını 1993’te gerçekleştiren bir ülke için bu rakam küçük bir rakam değil.


Gerçi ülkemizde internet daha çok eğlenmek amacıyla kullanılıyor. İnternetten gerçek anlamda yararlananlar var elbette, ama bunların sayısı eğlenmek için internete girenler kadar çok değil.


İnternet o kadar büyük bir dünya ki, içinde her şeyi bulmak mümkün. O yüzden yararları olduğu kadar zararlarının olması da doğal. Önemli olan iyi politikalar geliştirmek ve internetti olabildiğince faydalı kullanabilmek.


Çünkü interneti yasaklamak, sansürlemek çözüm olmayacaktır. Bu yıl Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, Suudi Arabistan, Belarus, Myanmar, Çin, Kuzey Kore, Küba, Mısır, İran, Özbekistan, Suriye, Tunus, Türkmenistan ve Vietnam’dan oluşan 13 ülkelik listeyi “internet düşmanı ülkeler” olarak yayınladı.


Geçen yıl bu listeye Libya, Maldiv Adaları ve Nepal de dahildi. Bu yıl bu listede yoklar.


Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü geçen yıl listede olmayan Mısır’ı bu yıl listeye almış. Üstelik örgüt, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in internet konusundaki tavrının endişe verici olduğunu düşünüyor. Bu yıl Mısır’da, ülkede demokratik reform yapılmasından yana olduklarını ifade eden yazılar yazan 3 kişinin tutuklanarak hapse atılması bu endişelerinde haklı olduklarının bir göstergesi.


Buna karşın, World Wide Web’in tasarımcısı Sir Tim Berners-Lee, internetin sosyal getirilerini ve bu özgürlükçü ortamın suistimal potansiyellerini incelediği araştırmasında, internetteki kontrolsüzlüğün ve başıboşluğun “düşmanlık içeren fikirlerin yayılımına yardımcı olduğunu” söylüyor


İnternetin yarattığı sosyal değişimin meyvelerinin şimdilerde toplandığını düşünürsek bu türden araştırmaları ciddiye almak gerekecektir.


Gerçekten de internet son 10 yılda fikirlerin ve sözlerin serbestçe dolaşımını sağladı. Baskıcı rejimlerde yaşayan birçok insan, internet sayesinde bambaşka ve özgürlükçü düşüncelere ulaştı ve ulaşıyor. Buna karşın, internetin getirdiği özgür ortam, demokratik düşünceler kadar anti-demokratik, faşizan, nefret ve şiddet içeren söylemlerin dolaşımına da ortam sağlıyor.


Hal böyle olunca işin içinden çıkmak biraz zor görülüyor. Yani bu iş biraz karışık. Hem sansüre karşı olacaksınız, demokrasiden söz edeceksiniz, hem de özgürlükleri kısıtlayıp, yasaklar getireceksiniz.


İşin içinden nasıl çıkarlar bugünden net olarak göremiyorum ama yine de her şeye rağmen, “iyi ki varsın internet” diyorum…


AÇIK GAZETE’DEN YORUM GÖNDEREN OKURLARA: Değerli okurlarımız, Açık Gazete’ye gönderilen bütün  yorumlar için Açık Gazete olarak teşekkür ederiz. Yorumlar okurlarımızın habere katıldığının göstergesi, bir anlamda bizim övüncümüz. Son iki yılda hakaret içerdiği ya da başka web sitelerinin reklamını yapmayı amaçladığı için bilinçli olarak aktif edilmeyen yorum sayısı sanırız 10’u geçmedi. Bu da okurlarımızın bilinç düzeyinin yüksekliğini gösteriyor. Ne yazık ki sitenin yazılımında bilinmeyen bir hatadan dolayı bazı yorumlar haberin altına eklenemiyor. Yorumu habere eklenmediği için şikayeti olan okurlarımızdan özür diliyoruz. Biz hakaret ve reklam içermeyen bütün düşüncelere  saygılıyız. Okurlarımızdan yorumlarını çok kısa yazmalarını, eğer habere eklenmemişse tekrar göndermelerini rica ediyoruz.

668740cookie-checkİyi ki varsın internet…
Önceki haber10 Kasım
Sonraki haberGüvenlik kaosu…
BİRSEN ALTINER
Birsen Altıner, Fotoğraf, Sinema, Tiyatro, Sanat & Mimarlık kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır.Metin Erksan Sineması kitabının yazarıdır. Birsen Altıner kitapları; Pan Yayıncılık aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. Birsen Altıner tarafından yazılan son kitap "Metin Erksan Sineması", Pan Yayıncılık tarafından okurların beğenisine sunulmuştur.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.