Kalbim ‘Açık Gazete’de kaldı…

Biliyorsunuz, o şimdi asker! Sevgili gazeteci kardeşimiz Zümrüt Saygı birliğine teslim olmadan evvel son yazısında bana, her ne kadar, “Bodrum’a gelince şaşıracaksın,” dediyse de ben valiz fermuarlarını, Bodrum şivesiyle söylersek,“çekipturuveriyom.”

Bir terslik olmazsa, baharın başıma vurmasını ‘Raşit’in Kahvesi’nde bekleyeceğim… Ahdım var, Tepecik Camisi’nde bir de Cuma namazı kılacağım.

İşte, ABD’deki on yıllık bir yaşam perdesini kapatıyoruz. İki kişi geldik, Ali Nâzım’la beraber 3 kişi dönüyoruz. Oyunumuza uyan senaryo bu kadarmış…

Ege’ye doğru hazırlıklara başladığım şu günlerde, bir kaç karpuzu bir koltukta gezdirmek olanaksızlaşınca, ABD muhabirliğini üstlendiğim “Açık Gazete”ye veda etmek kaçınılmaz oldu. Benim elim veda etmeye yanaşamamış olmalı ki, âllem kâllem edip, bu zorlu yazıyı gazetenin kurucusu ve yayın yönetmeni, sevgili dost, Faruk Eskioğlu’na devrettim.

Faruk, “Dostumuz Mahmut Şenol” diye başlayan bir köşe yazısıyla bunu yaptı. Ama, ona kalırsa, ben veda etmiyor, sadece gazeteci olarak cephe değiştiriyordum. Eski bir Gazete Cini olan Faruk, ustaca kaleme aldığı yazısında benim ABD’den sanki Türkiye’ye tayin olduğum gibisinden bir izlenim bırakarak, arkamdan bir tas su döküyor, hayırlı yolculuklar diliyordu.

Köşesinde, eşim Sinem’le bana sanki, “Bir an evvel yerleşin de, haberlerine devam et,” demekten kendini zor tutan bir kalemle yazıyı kapatmıştı. Bir yıl içinde ABD’den gönderdiğim haber sayısı 300’ü bulmuş, onlarca köşe yazısı da göndermiştim. Demek, Faruk bunları yeterli bulmuyordu. Eh, idareli kullansaydı!

Açık Gazete, Londra kaynaklı haber bürosuyla internet üzerinden yayın yapan bir ekran gazetesidir. Faruk, ikiz kızları omzunda, sırtında Koala yavruları gibi yapışık dururken, günün 20 saatini gazetesi için ekran başında harcar. Nerdeyse iki yıl olmuştur, Açık Gazete yayına başlayalı. Ama, şimdiden dünyadaki milyonlarca internet sitesi arasında ilk 70 bine girmeyi başarmıştır. Özellikle Avrupa’daki soydaşlarımızın, İngiltere’de sayıları 400 bini aşan Türk nüfusun Türkçe gazetesidir; Türkiye’den de ilgiyle izlenir.

Yazar kadrosunda en renkli simâ Ali Haydar Nergis’dir; onunla köşe kapmaca oynar, sonra barışırdık, neşeli çocuklar gibiydik. “Efendime söyleyeyim sonracığıma”; Ufuk Uras hoca, İzzettin Önder hoca da ordadır. Avusturya’dan Ülker Kadim, İtalya’dan usta gazeteci Aslı Kayabal, Kıbrıs’tan gümbür gümbür Türk’ün hakkını savunan hocamız Prof. Ata Atun da ordadır. Ukraynalı Gagavuz Türkü olan Doçent Tudora kardeşimizle birlikte, Meksika’dan Zeynep Bell ve Birsen Altıner’le Çiğdem Şahin hoca gibi isimler yine ordadır. Ötekileri okumak için www.acikgazete.com‘a müracaatınız salık verilir. Gazete sizi habere doyuracaktır, emin olun.

Eğer hâlâ orda olsaydım, kendi yazılarımı öne çıkarır gibisinden bu övgüyü yapmazdım.
Geçen yıl, gazeteci Zeynep Bell’in önermesiyle Açık Gazete’ye yazmaya başlamıştım. Doğrusu, ben internetin basılı medyaya ayakbağı olduğuna inananlardanım. Baştan, pek yazasım da yoktu. Sonra gördüm ki, Açık Gazete’nin yazar kadrosuyla, okuruyla, ama hepsinden önemlisi Faruk’un nazik, alçakgönüllü, iyi insan hâliyle orayı bırakmak zordu. Ah, Faruk bir de haberlerin başlığına ilişmese, revâni şerbeti gibi adamdır.

Laf burada tıkanınca, hayâlen bir örnek vermeli: Diyelim, “ABD’de yoksullar hastanesi kiraya çıkarıldı” konulu bir haber gönderdim, Faruk başlığı değiştirip “Amerikan yoksulları hastanesiz kaldı” diye çeviriverir. Ama, sanmayın ki bu Açık Gazete’nin yazgısıdır. Bütün gazetelerin yazı işleri, yayın yönetmenlerinde bu türden tedavi kabul etmez bir hastalık vardır. Tecrübemle bilirim…

Cumhuriyet’te karikatürist rahmetli Âli Ulvi’nin 4 tane çizdiği Kırat’a sayfada yer kalmadı diye falçata atıp sayısını 3’e indiren, tüm zamanların eline su dökülmez sayfa sekreteri, Türk Basınının en usta gazetecisi Ali Acar’ı bildiğimden, buna güler geçerim.

Açık Gazete, başından beri Kent TV’nin haberlerini ekran sütunlarına taşıdı; Bodrum haberlerine, “Gazete Kent” aracılığıyla yoldaşlık etti. Demem o ki, Açık Gazete ile Kent Medya arasında bir kan kardeşliği de vardır. Şimdi, sıra Bodrum’un aydınlarında, okurlarında. Açık Gazete’ye bir göz atın, seveceksiniz, ekranınızdan düşürmeyeceksiniz.
Sezen’in “Kalbim Ege’de kaldı” şarkısından aşırıp yazarsak, vallahi kalbim Açık Gazete’de kaldı…

___________

* Bu yazı Mahmut Şenol’un www.kenttv.net deki köşe yazısından alındı

İLGİLİ KÖŞE YAZISI: Dostumuz Mahmut Şenol…

1591880cookie-checkKalbim ‘Açık Gazete’de kaldı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.